Bayram şimdi ve daima...
Büyük ihtimalle bayram ertesi okuyor olacaksınız bu satırları. "Geçmiş bayramınız..." diye başlayan tebrikleşmelere verdiğim cevabı buraya da yazayım. "Bayramın 'geçmiş'i olmaz biz bayramı bir elbise gibi üzerimize giyindik. Üzerine bayram geçirmiş bir olarak yaşayacağz artık."
Arapçadaki karşılığı 'iyd'dir bayramın. Türkçeye "iade" olarak geçen "dönüş" anlamından kök alır. "Dönüş"tür bayram. İnsanın asıl fıtratına iadesidir. Modern tabirle "fabrika ayarları"na dönüşüdür. Üzerindeki fazlalıkları düşürmesidir. Omuzundaki gereksiz yükleri atmasıdır.
Semanın arza selamıdır bayram. Vaktin asıl Sahibi gösterir âleme. Allah'tan başka kimse 'bayram' ilan edemez yeryüzünde. Başka kimse kalbe nüfuz edemez çünkü. Bayram Latîf'in inceden dokunuşudur gönüllere. Göksel yağmuun insan toprağını karmasıdır. İçinde sakladığı ümit tohumlarını uyandırmasıdır. Dile dökemediği hasretleri dindirmesidir. Çocukça sevinmelerin sofrasına çağrılmasıdır insanın. "Korku yok onlara mahzun da olmazlar..." müjdesinin yeryüzünde cisimleşmesidir. İnsanın Rabbine dönüş yolundaki sevincinin dünyaya düşen gölgesidir.
Arzın yüzünü semaya döndürmektir aslında esma gündemimiz. Eşya 'arz'dır esma ise 'sema'. Eşyadan esmaya dönüş her daim bayramdır.
Uzun esma yürüyüşümüzün 42 durağındayız. Yazar ve okur ailemize katılan yeni dostlarla esmanın göğüne doğru uzanıyoruz. Yolumuz güzel menzilimiz daha da güzeldir inşaallah. Yolda kalmak bile güzel. Yolda olanlara yolda kalanlara selam olsun.
Bayramımız hep şimdi olsun.