Son yirmi yılını şiddetle iç içe yaşayarak geçiren Güneydoğu'da sivil toplumculuk olabilir mi? Çok keskin tarafların olduğu; bunun da ötesinde her gün kan dökülen bir coğrafyada örneğin tüketici haklarını ya da tarihi-kültürel eserlerin korunmasını savunmak nasıl bir duygu? Kendisi de aktif bir sivil toplumcu olan Şeyhmus Diken'in 39 kuruluşun temsilcisiyle yaptığı görüşmeler sonucu ortaya çıkan Güneydoğu'da Sivil Hayat bu bölgede sivil toplum uğraşı verenlerin sorunlarının hedeflerinin ve özlemlerinin bir dökümü. Kitabın sonunda yer alan Yuvarlak Masa'da ise ortak sorunlar masaya yatırılıyor. Bu bölgede yıllardır süren çatışma ortamı yüzünden sesleri bastırılan farklı iradelere hiç değilse bir kitap boyutunda temsil olanağı sağlamayı önemli buluyoruz.