Türkiye'nin iç dengeleri dış dinamikler tarafından belirlenmişti. Zaten bölgesel inanışın emperyalizme göre şekillenmesi de din üzerinden gerçekleştirilmekteydi. Maalesef ki Ortadoğu ülkeleri ve ülkemizde din siyasete şekil vermeye başladı. Din kisvesi altında inşa edilen sözde sivil toplum kuruluşları ve dini yapılanmalar talebe yurtları okullar dershaneler yoluyla etkinliğini artırdı. Bölge ülkeleri ve liderleri demokratik hizmetler doğrultusunda değil insanların inançlarını suistimal edecek siyasete yöneldi. Durum böyle olunca din hukuk ve yasaların üzerine çıktı.
Din eksenli siyaset otoriteleşmeyi birlikte getirir dolayısıyla bu anlayış hüküm sürdüğü müddetçe "dinim olsun devletim olmasın" anlayışı devreye girmektedir.