Çağdaş edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Karin Karakaşlı son romanında çocukların ve evlerin dilinden konuşuyor. Tarihin farklı dönemlerinde yaşanmış ve iç içe geçmiş aile hikâyelerini şiirsel bir üslup ve empatiyle aktarıyor. Terk edilen ya da göç etmek zorunda kalarak yalnızlaşanın sadece insanlar olmadığını yaşanmışlıkların tanığı yapıların kalplerinin de nasıl örselenebildiğini duyumsatıyor. Gerçeklerin ağırlığını umut ve sevgiyle hafifleten yazar her koşulda dayanışmanın gücünü hatırlatıyor ve yaşamı yüceltiyor. Dünü ve bugünü anlamak isteyenlere edebi bir yolculuk sunan roman mutluluğun rengini saklıyor. Gülperi Çınar ve Poyraz'dan oluşan Üç Kat Tat Çetesi'nin en sevdiği eğlence mahalledeki "perili köşk"ün bahçesinde oynamak yıkık dökük odalarında dolaşmaktır. Terk edilmiş harap durumdaki evden sesler geldiği uyarılarına aldırmayan kafadarlar günün birinde evde oynarken hiç ummadıkları bir sahneyle karşılaşır. Aynı anda umut da perili köşkün eşiğinden giriverir. Ancak üç arkadaş bu kederli evin ve içindekilerin yüzünü güldürebilecek midir?..