Şark köşesindeki ki tablo belki de hayatımızı anlattığı için o kadar dikkatimi çekmişti. Kızın üzerinde yıpranmış elbiseleri yoksulluğun kör ettiği insanları küçük yaşta anne görevini yüklenen kızların hikâyesini anlatırdı.
Okuması gereken yerde eğitimini tamamlaması gereken yerde anne görevini almıştı kız. Sırtına aldığı kirli ama kilolu erkek çocuğu sanki kızın kanından beslenmişti. Kaba oldu belki ama çoğu zaman öyle olmuyor mu?
Küçük erkek çocukları değil de büyük erkek çocukları küçük kızların sırtından kanından beslenmiyor mu?
Çocukların sırtından para kazanan az insan mı var?
Kız erkek demeden çocuklarını amele gibi çalıştırıp kazandığı paraları kahve köşelerin de savuran babalar yok mu?
Birçokları sattığı kızlarının paralarını kahve köşelerinde orda burada yemiyor mu?
Bazı kadınların evin tüm yükünü sırtlayıp kocaları da sorumsuzca davranıp orda burada zaman geçirmiyor mu? Ömürlerinde hiç bir sorumluluk almayan yarın ne olacağını düşünmeyen maddi sıkıntılarını çocukların sırtından kadınlarının sırtından kazanan o kadar çok cömert adam tanıyorum ki.
İnsanın cimri olması geliyor içinden...