Müslüman kültürün önünde duran ve ivedilikle çözüme kavuşturulması beklenilen çetin problemler bulunmaktadır. Kader ve kadın konusu bunların başında gelse bile en az bunlar kadar 'kutsal kitap algısı' 'rivâyet malzemesine bakış' 'insanın sorumluluğunun sınırları' 'kişisel ve toplumsal ahlâk' ve 'aklı dışlama geleneğinin sona erdirilmesi' gibi konular da insanlığın umudu olan bir dinin müntesipleri olan bizlerden çözümü beklenilen kronik problemlerimiz hânesine yazılmalıdır. Ne yazık ki bu gibi konular özellikle dindar çevrelerde dudak bükülerek bilim ve çağın verilerine düşmanlık üzerinden işlendiği görülmektedir. Vahiy metni ile tabiat yasalarının bilimi olan unsurların ortaya koymuş oldukları gerçeklikleri aynı denize su taşıyan havzalar olarak görmedikçe bu sorunumuz devam edecek görülmektedir.