İlk olarak "Cahiliye Araplarının İlahları" konusu anlaşılmadan Kur'an'ın inşa etmek istediği tevhidî düşüncenin tam olarak kavranması mümkün görünmemektedir. Bir diğer nokta ise adına "cahiliye" denilen yaşam biçiminin İslam öncesi döneme sıkıştırılamayacağı ve her bir zaman diliminde kendini sürekli tekrar ettiği gerçeğidir. Bir başka ifadeyle "cahiliye" her ne kadar İslam öncesi dönemde kalan tarihsel bir evrenin adını teşkil ediyorsa da aslında tevhidin zıddı olan bir yaşam biçiminin de özel ismi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla İslam öncesi dönemdeki bu yaşam biçimini tanımlamadan Kur'an'ın vazettiği tevhid anlayışını anlamak ve böylelikle bu hayat tarzından kaçınmak mümkün değildir.