Artık unutulmuş belki de hiç anımsanmamış bir meslektir fotoğraf hikayeciliği. Zamanını mekanını kişilerinin ve nesnelerinin geçmişlerini bilmediğiniz ama istediğiniz kadar büyütüp bütün ayrıntılarını görebileceğiniz bir fotoğrafın tam bir hikayesini yazmak odaları koridorları ve merdivenleri iç içe geçmiş çok katlı bir labirenti içinde dolaşarak tanımlamaya çalışmaktan farksızdır. Fotoğraftaki her ayrıntıdan yeni bir fotoğraf elde eder sonra yeni fotoğrafın ayrıntılarındaki başka fotoğrafların peşine düşersiniz. Aklınızdan sürekli bir önceki fotoğrafa geri dönüp seçmediğiniz ayrıntıları da bütünüyle görmek önceki fotoğrafı tümüyle anlamak düşüncesi geçmektedir fakat seçtiğiniz ayrıntıların sunduğu yeni fotoğraflar geri dönüşünüzü geciktirir hep. Bir gün ilk fotoğrafı anımsamadığınızı fark ettiğinizde kaybolduğunuzu anlar ama yeni seçimlerinizin cazibesiyle bunu umursamazsınız. Bu yüzden hikayesini anlatabilen bir fotoğraf hikayecisine rastlanamamıştır şimdiye dek. Onlar çıkış sandıkları fotoğrafa rastlayana dek kendi fotoğraflarının labirentinde dolaşırlar öylece. Oysa çoğu labirentin çıkışı girişidir aynı zamanda.