Üç kıtada 20 milyon kilometrekarelik bir alanı kontrol eden Osmanlı İmparatorluğu 18. yüzyılın başından itibaren geri çekiliş sürecini yaşamıştır. Yaklaşık iki asır boyunca bu sürecin içerisinde topraklarını koruma mücadelesi veren Osmanlı Devleti 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde varlık mücadelesine düşmüştür. Bu bağlamda "vatan" kavramı sürekli değişim göstermiştir. Bir zamanlar Tuna boyları vatan iken 1877-1878 Osmanlı- Rus harbinden sonra bu hattının kırılmasıyla Osmanlı Devleti Meriç Nehri'ne yaslanmak ve başkentini korumak mecburiyetinde kalmıştır. Bir yandan toprak kaybı yaşanırken diğer yandan Müslüman muhacirlerin iskânıylauğraşılmıştır. Bütün bunlar Namık Kemal'in "Vatan Yahut Silistre" adlı piyesiyle beş buçuk asır Türk hâkimiyetinde kalan Evlad-ı Fatihan'ın torunlarının belleğinde derin izler bırakmıştır. Osmanlı Devleti'nin Avrupa topraklarında ortaya çıkan bu kader; 1830-1911 yılları arasında bu sefer Kuzey Afrika'da yaşanmıştır. 80 yıllık bir zaman dilimi içerisinde Cezayir Tunus Mısır ve Trablusgarp elden çıkarak üç kıtalı imparatorluktan iki kıtalı devlete doğru bir dönüşüm yaşanmıştır.
İmparatorluğun elinden kaydığını gören Türk milleti varını yoğunu seferber ederek Kuzey Afrika'daki son toprak parçasını kaybetmemek için büyük bir fedakârlık içerisine girmiştir. Devletini yaşatmak için çaba sarf eden yerlerden birisi de Trabzon Vilayeti'dir. Karadeniz havzasının güney sahillerinde yaşayan Trabzon halkı Afrika'nın kuzeyindeki Akdeniz havzasının kilit coğrafyası Trablusgarp'ı elde tutabilmek için çok sayıda yardım kampanyası düzenleyerek elde edilen gelirle devletin deniz ve hava gücünü kuvvetlendirmeye çalışmış ve vatan savunmasına bir katkı getirmeye gayret göstermiştir.
Elinizdeki bu kitapta; Trabzon Vilayetinin sınırları içerisinde yaşayan halkın büyük bir özveriyle yürütmüş olduğu yardım kampanyaları neticesinde Donanma Cemiyeti'nin nasıl desteklediğinin hikâyesini bulacaksınız. Bu şekilde hem vatan kavramıyla Trabzon halkının vatanperverliği ilişkisi kurulabilecek hem de yardım listelerinde yer alan isimler unvanlar ve lâkaplar sayesinde yüzyıl önceki Trabzon'un sosyo-ekonomik yapısına bir nebze dokunulmuş olacaktır.