İnsanların hayatları boyunca kaçamayacağı iki şeyden biridir ölüm. Diğeri ise aşktır. Kalem kağıdı nasıl seviyorsa kalem mürekkebe ne kadar açsa o kadar muhtaçtır insan aşka. Tüm çıkmazlarla baş başa kaldığında elini tutmasını istediğin varlığıyla içini kavuran bir o kadar da boğandır aşk.
Filmlerdeki gibi kitaplardaki gibi olsun istersin. Minik kavgalarla başlasın önce sonra nefret ve inat tepelerinin ardından usulca doğsun istersin saf aşk.
Peki ya her aşk mutlu sonla biter mi?
Her şey yolundayken asla kaçamayacağın ölüm kapıyı çalıp seni çaresiz bırakırsa ne olur?
Aşkının varlığıyla tüm hayatını değiştiren iliklerine kadar âşık aşkla büyüyen nefes alan bir kadın; Farah.
Onunla büyüyen ona aşkı öğreten adam yalnızca ona ait olan Selim.
Hayallerini yaşamak isteyen aşkı arayan bir kadının dibe batış hikayesi...