"Kişinin kendisini yaratması hayattaki en büyük amaçtır." Nietzsche bunun tam da kendisinin yapmakta olduğu şey olduğunu söyleyerek bu amacı başarmanın gene kendisinin getirdiği en büyük yenilik olduğunu belirtir.
Nietzsche her dünya görüşünün tikel bir hayat biçimini mümkün kılıp desteklediğine ve bu nedenle özel çıkarları ve değerleri önvarsaydığına ve sergilediğine inanmasından ötürü görüşlerimizi pratiklerimizi ve hayat tarzlarımızı "yorum" olarak adlandırır böylece o dünyayı genellikle çeşitli pratiklerimiz ve hayat tarzlarımızın yorumlardan ibaret olduğu bir metin olarak kavrar. Eserlerinde ifade ettiği görüşlerin ürünü olan edebî karakter ve filozof kişi bu görüşlerden bir hayat biçimi ortaya çıkaran ve başkalarının da kendilerine ait görüşlerden bir hayat biçimi ortaya çıkarmalarını talep eden bir felsefecidir ve hattâ onun da ötesinde bir sanatçıdır.
Çünkü herkes kendisine ait dünya görüşünü gene bizzat kendisi üretecektir. Ve kişi bir kez bir âna evet demişse diğer tüm anlara da evet demiş olacaktır. Zira "Bilmiyor musunuz bunu? Yerine getirdiğiniz her eylemde her olayın tarihi tekrarlanıyor ve özetleniyor. Başıma sırf rastlantıların gelebileceği çağ geçti artık; bundan böyle zaten benim olmayan ne gelebilir ki başa hâlâ? Dönen sonunda yuvasına bana gelen benim kendi benliğim ve uzun zamandır yabancı topraklarda olan ve tüm şeyler ile rastlantılar arasında saçılan benliğimin parçaları" değil midir? Kişi nasıl kendisi olur peki? Bu parçalardan yorumlardan görüşlerden ve değerlerden kendi hayatını edebî ve ebedî bir şekilde yaratarak değil mi?