İnsanoğlu eski yazıt ve kitaplarda o gün için artık okuyanı yazanı kalmamış yazıları çözmek belli bir düzen içinde uç uca yan yana getirilmiş özel işaretleri konuşturmak gibi yıllar alabilecek; hatta kuşaktan kuşağa güçlükleri azalarak aktarılacak uğraşlar içinde olmuş. Bu yeryüzünün mirasına sahip çıkan insanın biraz da kendini daha iyi tanıma ve tanıtma uğruna üstlendiği bir görev bir sorumluluk... Kantemiroğlu'nun kendine özgü bir dili ve anlatım biçimi olan musiki alanında "dili" bugüne kadar yeterince ve bütünüyle çözümlenememiş bu eser Türk okurunun yabancısı olmasa da meçhulüydü. Besteci ve musiki tarihi araştırmacısı Yalçın Tura bu kitabı anlaşılır kılmak için çeyrek yüzyıl önce çıktığı bir yolculuğu noktalarken Kantemiroğlu'nun kısa ve serüven dolu yaşamının bizim için önemli olan iki ürününden birini "meçhul" kalmaktan kurtardı.