Bir kadının 'Hayat bu yolu yürümemi ve tercihlerimi sorgulamamı istedi. Yürüdüm sorular sordum düşündüm öğrendim büyüdüm değiştim. Sevmenin ve sevilmenin ne olduğunu şu hayattaki en önemli şeyin sevgi olduğunu doğruyu kendim düşünüp sorgulayarak bulmam gerektiğini öğrendim. Ondan önce kendimi mutlu sanırdım. Bir süs havuzuna bırakılmış kuğu gibi nerede olduğumu niye burada olduğumu sorgulamadan öğretildiği gibi hep aynı yerde yüzer dururdum. Sebepsiz amaçsız şuursuz bir şekilde öğretilen hayatın tekrarında sıkışıp kalmışlığımın farkında bile değildim. Bana takılan at gözlüğümü tatminkârlığımla sıvayıp tozpembeye boyamıştım. Herkesin gözünü kör eden aşk benim gözümü açınca ilk iş o gözlüğü çıkardım. Önce gözlerim kamaştı ama çabuk alıştım. Ayağıma dikenler battı elbet yoruldum da bu yolda. Ama vazgeçmedim. Ben sevmeyi ve yaşadığım duygular için hayata teşekkür etmeyi seçtim.
Ben onunla bir hayali yaşıyorum sanmıştım.
Rüyadayım sanmıştım.
Meğer o benim uyanışımmış.
Sonradan öğrendim' dediği Derin ve Deniz'in anne baba eş evlat kadın erkek tüm sıfatlarından soyunup üzerlerine aşkı giyerek eğri bir gemiyle çıktıkları seferin düşündüren sorgulatan hikâyesi...