Fotoğraf düşünce biçimini ve onunla buluşan estetik yönelimi bir çerçeve içinde görünür yapma sanatıdır. Fotoğrafın en can alıcı özelliği bu eylemliliğidir. Fotoğraf sanatı ise tümüyle ve her zaman gerçek üzerine bina edilmiş bir sanattır. Hatta fotoğrafı gerçeklerden ayrışarak bağımsızlaşan görsel yepyeni bir gerçeklik olarak görebiliriz. Bu bakımdan görüntüleri gizemli bir araç haline getiren fotoğrafçıyı da yaşamla doğrudan ilişkili kılan objesiyle doğrudan değil bir mercek aracılığıyla göz göze gelmesidir.
Hiçbir görüntü fotoğrafçı ile konu arasına kamera girmeden bir varlık kazanamaz. Fotoğrafçı ile konu arasına kameranın girmesi demek fotoğrafçının gerçekleri şeffaf bir sınırın arkasından gören bir konuma yerleşmesi demektir. İşte bu durum onu gerçekten koparıp karar veren biri değil bir tanık yapmaktadır. O halde fotoğraf söz konusu olduğunda gerçekliğin kendisi tek başına yeterli değil estetik bir bakışla buluşması gerekir. Estetik gerçeklik dediğimiz şey ise bu temel üzerine kurulmuş bir anlayış biçimidir.
Fotoğrafın Derin Anlamı fotoğraflarda ve hareketli görüntülerde açık şekilde ortaya konulan görünür gerçeklikleri ölçü alarak geri planda zuhur eden anlama dikkat çekmeye çalışmaktadır. Dahası görmeyi özellikli kılan ruhsal ve imgesel şekillenmeleri ve modern insanın görüntüler karşısında nasıl bir bilinç düzeyine ulaşması gerektiğini işaret etmektedir.