"Derrida ile Rorty Habermas'ın evrenselcilik rasyonalizm ve modern demokrasi arasında zorunlu bir bağ olduğu ve anayasal demokrasinin aklın açılımında (unfolding) hukuk ve ahlâkın evrenselci biçimlerinin ortaya çıkmasıyla bağlantılı bir uğrağı temsil ettiği iddiasını reddetmekte birleşirler. Her ikisi de kendi tikel dile getiriliş koşullarını aşacak bir argümantasyon tarzının mümkün olmasını garanti altına alabilecek Akıl gibi bir Arşimet noktasına ulaşılabileceğini yadsırlar. Ama rasyonalizmi ve evrenselciliği eleştirmeleri kendilerini Aydınlanma'nın siyasi yanını yani demokratik projeyi savunmaya adamalarını önlemez. Habermas ile aralarındaki anlaşmazlık siyasi değil teoriktir. Onun demokratik siyasete gösterdiği bağlılığı paylaşırlar ama demokrasinin felsefi temellere ihtiyacı olmadığını ve demokrasinin kurumlarını güvence altına alacak şeyin rasyonel temellendirme olmadığını düşünürler."
Yapıbozum ve Pragmatizm aynı başlık etrafında düzenlenmiş sempozyumdaki tartışmaları bir araya getirerek Derrida'nın pragmatizmi ile Rorty'nin pragmatizminin demokrasi hakkında temelci olmayan bir düşünme biçiminin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabileceklerini araştırıyor. Söz konusu düşünürlerin bu özel alandaki görüş ayrılıklarının yanı sıra çakıştıkları noktaları da incelerken yapıbozumu ötekinin etik deneyimine yönelik Levinasçı bir açılımla tamamlayan Simon Critchley ve yapıbozumu "hegemonya" mantığıyla irtibatlandırmayı öneren Ernesto Laclau'yu da tartışmaya dahil ediyor.