Osmanlı Devletiʼnden Türkiye Cumhuriyetiʼne miras kalan bilimsel çalışmalar arasında ziraat coğrafyasıyla ilgili olanların ayrı bir önemi vardır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan Osmanlı Devletiʼnin devamı niteliğindeki Türkiye Cumhuriyetiʼnin bu ekonomik sistemi devam ettirdiği ortadadır. Sanayi İnkılabına giden yolda ilk başta tarımsal alanda yeniliklerle gelişen Avrupa devletleri kalkınma sürecinde tarımı hiç bir zaman göz ardı etmediler. Tarımsal üretim endüstriyel üretimi destekleyip onun için bir temel hammadde temin sektörü oldu. Nitekim genç Türkiye Cumhuriyetiʼnin kalkınması için
öngörülen sanayileşmenin temelini de tarım ve hayvancılık ekonomisi oluşturmuştur. Günümüz Türkiyeʼsinin ekonomik yapısını anlayabilmek için geçmişten gelen ekonomik ayak izlerini takip etmek gerekir. Bu izler bizi aynı zaman alanında ilk olan eserlere götürür. Osmanlı subayı Binbaşı Hüseyin Efendi tarafından kaleme alınan "Memalik-i Osmaniyyeʼnin Ziraat Coğrafyası" isimli bu eser Osmanlı ülkesindeki tarımsal faaliyetleri coğrafya bilimi ışığında ele alması bakımından ilktir. Bu çalışmanın amacı ziraat coğrafyası alanında önemli atıfların yöneltildiği eseri günümüz Türkçesine çevirerek incelemek ve değerlendirmektir. Ziraat ve hayvancılığı mekânsal anlamda geçmişten geleceğe tarihsel bir süreçte analiz etmek isteyen tüm okuyuculara faydalı olması dileklerimle.