Mühtedi :
Önce Fransızca yazdığı daha sonra Türkçe yeniden kaleme aldığı Mühtedi'de Osman Necmi Gürmen okurlarını Kanuni'nin Barbaros'ların Turgut Reis'lerin Akdeniz'ine götürüyor:
Mühtedi savaşın denizlerde kazanıldığı bir dönemde Endülüs'ten Kıbrıs'a Cezayir'den Payitaht-ı Cihan'a Akdeniz'in ve Akdeniz'i yurt bellemiş korsanların romanı... Aynı zamanda iç içe geçmiş iki
ömrün sadakatin ve sevginin hikâyesi.
Kalabriya'da doğan Müslüman olduktan sonra Kapudan-ı Deryalığa kadar yükselen Kılıç Ali Paşa'nın hayatını kölesi oğlu Luca'nın "alınyazım onunkinin içinde kıvrım kıvrım dolanan bir dere gibi süzüldü" diyen bir başka mühtedinin gözlerinden izliyoruz...
Râna:
Parçalanan imparatorluğun altüst olmuş tutucu dünyasında büyüyen isyankâr ve hassas bir çocuk. Her şeyiyle yeniliğe gebe bir toplumun doğum sancılarında kıvranan genç bir kadın: İki dünya arasında Râna.
Osman Necmi Gürmen'in usta kaleminden yakın tarihimizin en çalkantılı yıllarını konu alan ve yayınlandığı günden itibaren büyük ilgi gören bir dönem romanı.
Yaban Gülleri:
Râna ve Mühtedi'nin yazarı bu kez bizi 1930'ların gerilimli atmosferine götürüyor. İstanbul'un değişen sosyal yönü dünya siyasetinde kararan ufuklar ikisi Türk diğeri Yahudi üç komşu aile ergenlikten gençliğe yol alan iki yaban gülü: Nesteren ve Ester.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin sarsıntılarını İstanbul'un değişen sosyal hayatını doludizgin büyük savaşa koşan dünyayı soluksuz okurken Gürmen'in kahramanlarını çok yakınınızda hissedeceksiniz.
Gürmen çok okunan ve sevilen romanı Râna'da Cumhuriyet döneminin ilk sancılı yıllarını ele almıştı... Yaban Gülleri Râna'nın bıraktığı yerden başlıyor -ama bambaşka bir hikâyeyle. Usul usul gelişen zarif ve duygulu bir anlatı bu:
"Aramızdaki yaş farkına rağmen aynı yolun yolcusuyuz; sevdaya nurlu bir yüz arayan senle yıllar boyu tasvirde sevdayı arayan ben!"
François Xenaxis'in de dediği gibi "Osman Necmi Gürmen'in yazısı konuşuyor patlıyor dokunuyor."