Bireyin anlam arayışının hız kesmeden devam edişi beraberinde yeni arayışlar getirmekte. Karşılaştığı maddî ve manevî krizler kendisini yeni olgulara yönlendirmekte ve özellikle Batı'da bu arayış "Yeni Dinî Hareketler" olarak ifadesini bulmakta.
Farklı bir anlam atfı ve tipolojiyle tanımlanan yeni dinî hareketler hakkında pek çok soru sorulmakta: "Hangi tip bireyler YDH'lerin ideallerinden inançlarından ve pratiklerinden etkilenmekte? Genç yetişkinler geleneksel ve muteber dini bir inanç topluluğunu niçin terk etmekte? Bir "kült" kişilik var mı? Bir YDH'e üyesinin kararı özgür bir seçim midir? Yoksa bu birey özerk ve bilerek bir seçim yapma gücünün ciddi bir şekilde bozulduğu psikolojik bir durum içerisinde midir? Dahası bireyin kişisel kararı üzerinde yoğun dış baskılar mı var? İdeoloji ve hayat tarzındaki bu keskin değişim kişinin zihinsel ya da duygusal gelişimine faydalı mıdır yoksa zararlı mıdır?
Bu çalışma yeni dinî hareketler hakkında sorulan sorulara Psikoloji perspektifiyle yapılan tespitleri teorik düzlemde aktarmayı amaçlamaktadır.