Şehir soğuk şehir karanlık ve şehir ayrılığa gebe... İçimdeki acı öyle büyüdü ki yaydan çıkan ok gibi! Parçalandı önce sonra dağılıp saplandı vücudumun her yerine! Gözlerimde fer kalmamış cesede dönmüştüm. İşte şimdi gönlüm hüznün bAŞKentiydi! Gözlerimin altındaki koyu siyahlık vücuduma vuran soğukluk Karaca Ahmet Mezarlığı kadar! Varlığım heyecanlarım kimliğim her şeyim onda kaldı. Bana benden eser kalmadı! O olmayınca kendime bakasım bile kalmadı! Ruhum bedenimden tek celse de ayrıldı ve ben yoktum yokluğunda... Kalamadım kendime... Sizde de oluyor mu böyle? Birinden ayrılınca veya canınızı bir şey yakınca? Kimseyi göremeyecek kadar yalnız hissettiniz mi kendinizi? Gece ağır geliyor mu bedeninize? O saatler özlem iyice arsızlaşıp içinizi yakıyor mu? Eliniz telefona defalarca gittiği halde "aramamalıyım" diyerek O'ndan bekliyor musunuz? Mesela Ölüm... Hiç özlüyor musunuz böylesi sıtmalarınızda? Ya da; "Amaaaann boşver" deyip hemen uykuya mı dalıyorsunuz? Yok yok... Olmuyor siz de tıpkı benim gibi acı veren hiçbir şeyi kenara bırakamıyorsunuz değil mi?
Sahi? Siz de kalbinizle imtihan edildiniz mi?