"Benim hayatım roman! Anlatsam film olur!" sözünü çok duymuşsunuzdur... Ama hayatını anlatan anlatırken içtenliğini yitirmeyen en önemlisi de o hayatın sırlarını cesaretle paylaşan yürekli insanlar çok azdır.
Güzin Aker'in bu romanı işte bu güç işin üstesinden gelen bir yapıt. Hem de öykü içinde baş kahramanın anlattıklarını "dinleyen ve not eden" kişi aracılığıyla okuru yani bizleri de olayların içine katan bir kurgu söz konusu.
- Prof. Dr. Osman Senemoğlu
Gazetelerde ufak bir başlık altına birkaç satıra sığdırılmış yaşamın sessiz ve arka sıradaki oyuncularının başına gelenleri okuyunca yadırgayıp sessizce sayfayı değiştiririz. Ne de olsa "bizim hayatımız başka" diye düşünürüz. Unuturuz kırılan kalbimizi ve kırdığımız kalpleri...
Tesadüf Yoktur'da Güzin Aker gazete sayfalarını çevirmeyip o küçük kutuların kahramanı olup; zincirlerini kırıp yaşamına bizi davet ediyor. Romanın ve başka bir deyişle hayatın baş kahramanı Güler'in yaşadıklarını ahlaki veya toplumsal olarak sorgularken; bir nevi kendi öykümüzün sağlamasını yapar hale geliyoruz.
- Umur Yedikardeş
Cumhuriyet Gazetesi
Sevgili arkadaşım yazmaya başladığını söylediğinde başarı dilemiştim doğrusu pek de ciddiye almamıştım. Insanın içini acıtan bir öykü çıkmış ortaya. Gerçeği ve kurgusu ile bu anlatının geri plânındaki aile fertlerinin öykülerini de merak ediyorum şimdi.
- Nazan Laslo