İnsanları yönetme ve genel düzeni sağlama düşüncesi şehirlerde doğdu. Hukuk ve siyasi iktidar şehirde ortaya çıktı. Uygarlıklar şehirde gelişti ve tarihte kurulan ilk şehirler aynı zamanda ilk devletlerin habercisi oldu. Batı'da 14.yüzyıldan itibaren merkezi hükümet karşısında güçlenen şehirler yerel parlamentolarını ve yönetim organlarını mesleki ve sivil örgütlenmelerini tamamlayarak modern demokratik devlete geçişin şartlarını hazırladı. Kendi iç dinamikleriyle toplumsal dönüşümünü sağlayamayan Türk şehirleri ise merkezi otoritenin bir uzantısı olarak kaldı. Döneminin kültür merkezi olan güçlü şehirler kuran şehirlerde çoğalan incelen ve olgunlaşan bir medeniyet merkezin denetiminde Dünya'ya kapanan şehirlerde donuklaştı canlılığını yitirdi ve zamanın dışına düştü. Türkiye'nin genel yönetim ve siyaset sorunlarına ilgisi yakından bilinen Şükrü Karatepe "Kendini Kuran Şehir" de bir dönem belediye başkanlığını yürüttüğü Kayseri örneğinden hareketle hükümetin aşırı denetimi ile yerel güçlerin kişisel çıkarları arasına sıkışan şehirlerimizde hemşehrilerin daha aktif sorumluluklar yüklendiği bir çıkış yolu aramaktadır.