Müslümanlardaki eksen kaymasını konu alan elinizdeki kitabın inandıklarınızı ve yaşadıklarınızı sorgularken kafanızdaki pek çok soruyu yanıtlamaya yardımcı olacağını umarım. Elbette bu sorgulama işini yaparken İslam dünyasına ve Müslümanlara karşı özeleştiri sınırlarını zorlayan sert acı ve iğneleyici ifadelerle karşılaşacaksınız. Karşılaşacağınız gerçeklerin bazen sizi rahatsız edeceğinin de farkındayım. Ben bu eserle Kur'an'ı referans alan gerçeklerin ortaya çıkması için size doğru bir adım attığıma ve sizin maslahata uygun hoş ama bir o kadar da içi boş sözler yerine hakikatle yüz yüze gelmek adına biraz olsun gayret sarf etmeniz gerektiğine inanıyorum.
Konuları işlerken genelde "siz" hitabını kullandım. Bu vurguyu kendimi sizden biri sayarak yaptım. Ben de sizim ve sizden birisiyim. Aynı zamanda yazdıklarımın birinci derecede muhatabıyım. Yani ben de suçluyum günahkârım kabahatliyim. Ve yazılarımı da bu sorumlulukla kaleme alıyorum.
Yazarken acı içinde kıvranıyorum. Çünkü Ortadoğu kan gölüne dönmüş. Müslümanlar arasında birlik ve güven yok. Birilerinin güdümünde onlarca devlet kendi başına buyruk yüzlerce mezhep kimin oyununa geldiği belirsiz binlerce tarikat ve cemaat... İşgallerden ekonomik sıkıntılara bozuk eğitimden kimlik bunalımlarına kadar pek çok alanda büyük sorunlarla boğuşan İslam dünyası başkalarının uydusu ve oyuncağı olmaktan bir türlü kurtulamıyor.