Yaşadığımız zorlu yılların "İnsan Hakları" diye diye gasp edilen insan haklarının yansımaları insanın başkaldırma hakkı olarak bu şiirlerde dile geliyor. "İsyan haklarının olmadığı yerde insan hakları" bir aldatmacadır. İnsanlığa karşı büyük cinayet 'İnsan hakları demokrasi barış' adı altında işlendi.
İnsan haklarını isyan hakları olarak kavradığımız zaman bu oyun bozulacak. Baskının aşağılamanın giderek kitlesel tehditler ulusların yaşam hakkına saldırırken karşısında en ön safta şiiri buldu. Küreselci haydut kazanılan en büyük varlığımızı teslim almak istiyor. O varlık bizim değil ki verelim. O varlık yerin göğün ve toprağın namusu. Onu istiyor. İyi de insan doğası dayatma kabul eder mi? Taş kabul eder su kabul eder demir kabul eder insan kabul etmez. Nereye değin boyun eğecek? Eğmez!
İnsan ve isyan birlikte doğdular. Biri varsa öbürü var biri yoksa öbürü de yok. Kan revan yürümeye koyulduk yine. Büyük şafağın patladığı tanyerine dek. Bu yol şehitler yoludur ve bu yol kendini insanlığa adayanların özgürlük yoludur. Evet yol kanlı hem de acı daha artacağa benziyor. Evet acının göğe direk olduğu yol ama kurtuluşa insanın özgürleşmesine giden yol da bu yol" diyen şair Türkiye'de ve
Batı Asya'da insanlığın büyük direnişine İsyan Hakları'yla destek veriyor.