Çiyil Kurtuluş'un öyküleri tek sözcüğü atlanmadan okunmalı. Çünkü aldatılabilir. Yalın bir dille karşılıklı konuşmalardan epeyce yararlanarak yazılmış bu öyküler sıklıkla okuduğumuz ve bildiğimizi düşündüğümüz yaşantılardan seçilmiş hikayeler anlatmıyor. O yalınlık içinde birbirinden ayırt edilebilen kişilikler ve aralarındaki bazen gergin bazen buruk ilişkiler ancak düşüne taşına okuyunca anlaşılacak. Elbette kadınlar ve erkekler var öykü en çok neyi anlatır. Konuşan iç dünyalarını konuştukça dışavuran kişiler. Belki uzaklardan Hemingway'in bize öğrettikleri de var bu kitapta. Kasırga ve Yabanmersinleri adının çağrışımları da oraları hatırlıyor sanki. Belli ki epeyce bekleyip adeta kusursuzlaştırıldıktan sonra bir kitaba dönüşmüş bu öyküler. Çiyil Kurtuluş ne yazsa okuyacağım öykücülerden.
Semih Gümüş