Yaz mevsiminde kalabalığın acımasızca ablukaya aldığı doğal güzelliği tartışılmaz Ada'da el ayak tamamen çekilmiş kendi yerli halkıyla baş başa kalan mutena kara parçasının kendine has cazibesi kalbimdeki yerini sağlamlaştırarak gözlerimin önüne seriliyor yeniden... Hiçbir evin köşkün villanın penceresinden en ufak bir ışık huzmesi bile süzülmüyor gecenin lacivert renginin indiği kaldırımlara yapraklarını döküp kuru dallarıyla kalan ağaçlara ve çamların iğne yapraklarına... Zaten kimseye gerek de yok ; işte o yüzden yani bu hüznü yaşama sevdam yüzünden en olmadık zamanda aklıma esiyor Büyükada sevdası ve ben hiçbir şeyi umursamadan soğuk akşam ayazı gece karanlığı çökmüş sokaklara vuruyorum kendimi... Onunla Ada ile yalnızlığı paylaşma sevdası beynimi ablukaya aldığı zaman soluğu vapur iskelesinde alıyorum.
Şimdiki gibi...