Bağımsız yaşamasına yetecek kadar parası olan Inni oyalanmak için ufak tefek sanat yapıtlarını alıp satar borsayı izler ve bir gazetenin burçlar köşesini yazar. Yetmişli yılların Amsterdam'ında modern dünyanın kaosu içinde sürüklenip giden Inni intihar etmeyi dener ama başarısız olur. Aslında tüm yaşamını düzenleme girişimleri başarısız olan cinselliğe temellenmiş postmodern ilişkilerin peşinde sürüklenen ve başkalarının yaşamlarını gözleyen tipik bir tutunamayan'dır Inni. Tek gözlü eski kayak şampiyonu Arnod Taads ise Inni'nin tam tersidir; bu düzen kumkuması ihtiyarın tüm girişimleri birbirinin eşidir ve yaşamının hakimi saatidir. Taads'ın oğlu da başka bir felsefenin düzenini seçmiş Japon geleneklerine göre planladığı yaşamında 'öz-ben'ini tam anlamıyla anlamsız kılmıştır. Kendi karmaşası içinde bu baba oğulun birbirinin tam karşıtı düzen anlayışlarına çarpan Inni'nin tutarsızlıkları ve süreksizliği birden bölünür. İronik sert ve insanın içine işleyen bir roman olan Ritüeller Doğu ve Batı felsefelerinden esinlenenlere zamanın anlaşılmaz ve göreli akışını ne yöne gittiği belirsiz amaçsız postmodern yaşamları merak edenlere Nabokov ve Beckett hatta bir ölçüde Oğuz Atay türü bir tat sunuyor.