Fikret Özkurt bu kez sıradan insanların hikâyeleriyle çıkıyor okurunun karşısına.
Sıradan insanların hikâyelerinin yaşamın ta kendisi olduğunu bize bir kez daha hatırlatarak...
Toplumun farklı kesimlerinden farklı kimliklerin tam da bu ülkede yaşayabilecekleri ne varsa ruhlarında kalan izleri topluyor tek tek...
Ses oluyor o izlere şayet bugüne dek görmediyseniz duymadıysanız farkına varmadıysanız ; görün duyun ve farkına varın diye...
Yine kalemiyle yüreğinize dokunuyor...
"O zamanlar bizim bu sokağın ruhu vardı.
Dokusu tadı bizim olan bir şeyleri vardı.
Şimdi yok! Her şey başkalarının olmuş sanki.
El gibi duruyor ne varsa.
Anlatabiliyor muyum bilemiyorum ama böyle geliyor bana.
İçim böyle diyor..."