Kādiriler arasında Abdülkādir-i Geylânî'den sonra tarikatın ikinci pîri sayılan Eşrefoğlu Rûmî daha hayatta iken büyük bir velî kabul edilmiştir. Evliya Çelebi Eşrefoğlu'nun içinde medfun bulunduğu İznik'teki cami ve dergâhtan da bahsederek ondan "yetmiş bin müride mâlik bir pîşvâ-yı âşıkân" diye söz etmektedir.
Şeyh ve mutasavvıf Eşrefoğlu Rûmî'nin sade bir Türkçe ile yazdığı Müzekki'n-Nüfûs Eşrefoğlu'nun en şöhretli eseridir. Dünya muhabbetinin sebeplerini yarar ve zararlarını anlattığı kısımda "bu kitabın Türk dilince söylenmesinin sebebi yeni öğrenmeğe başlayanlara kolaylık olması içindir." ifadesiyle en evvel mensubu olduğu milletini gözetmiştir.
Bu eser Orta Asya'dan Anadolu'ya göçüp burasını ezeli ve edebi yurt edinen Türklerin tasavvufî ahlakı öğrenip benimsemesinde asırlar boyu önemli bir rol oynamıştır.
Nefis terbiyesi ve tarikat âdâbı mevzûunda kaleme alınmış bu eser 1448 de tamamlanmıştır.