Belirsiz olan şeyler zihnin en büyük ağırlığıdır.
Edebiyat serüvenine Limon Yağmuru ile başlayan Emrah Öztürk Anlatamıyorum ile öykücülüğünü derinleştiriyor: "Dile kolay" gelenin akla sığmadığı aklın aldığınınsa bir türlü dile gelemediği o tutulup kalmışlık söz'ün hakkını veren öykülere dönüşüyor.
Kişi karşısındaki anlayacaksa konuşmalı. Yahut karşısındakinin anlayacağını konuşmalı. Bana öt dedi öttüm. Beyhude edilen laflar acunun dengesini bozar. Çünkü bilir misiniz ki sözün de kendi ağırlığı iradesi vardır. Siz bir defa onu seslendirdiğinizde o kanat takıp uçar. Kimse o kanatlı sözün nereye konduğunu merak etmez. Hele konduktan sonra ne yaptığını hiç! Oysaki dünya dönüyorsa hava sıcaksa meyve ıslaksa sözcükler sebebiyledir.