"Küresel Çıkar Oyunları İçinde TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKA SORUNLARI" kitabından sonra kaleme aldığı "Tükenmişliğin Doruğu YENİ MANDACILIK" kitabı için şöyle diyor:
"Kendimize nedense hep dışarıdan bakar olduk. Birileri bu toplumun kendine yabancılaşması için çabalayıp duruyor. Bazılarının gözleri boyanmış bilinçleriyse yetersiz; özentilerinin sonucunda gelen bir 'gaflet' karanlığının içindeler. Ya ötekiler? Gafleti çoktan arkalarında bırakmıştır bu sınıfa girenler. Atatürk'ün dediği gibi; '..ve dalalet ve hatta hıyanet...' içinde iyiden iyiye bir yol tutturmuşlardır kendilerine göre. 'Mandacı' sözünü yakışıksız bulurlar da rahatlamayı o şatafatlı 'Küreselcilik' söylemine sığınmakta ararlar. Bir türlü başaramazlar şu Cumhuriyetle; içlerine sindiremezler. Dünyanın egemenleri yeryüzündeki yaşamın değerlerine her geçen gün biraz daha fazla yüklenirlerken sürekli keskinleşen farkların arasındaki uçurumlar daha da derinleşerek karanlıklara karışıyor. Çatışmalar savaşlar kan gözyaşı ve nefret... Kendini yok etmeye çalışan dünyaya Mustafa Kemal neredeyse bir yüzyıl öncesinden yaktığı meşaleden yayılan fikirleriyle 'Yurtta barış dünyada barış' diye insanlığı sevgiye uygarlığa ve barışa çağırıyor...