Sen de kendine bir dünya kurmalıydın Süreyya.
Yurdunu bulamayacağın en başından belliydi.
Nil Sakman uzun bir yaşamı geride bırakmış sıradışı bir kadının hakikat savaşına çağırıyor bizi Süreyya'da: Çocukluğundan beri yakasını bırakmayan uyumsuzluğun yurtsuzluğun ve utanç duygusunun arkasına bakmaya çalışıyor Süreyya Hanım; en derine iç'in de içine... Bu tüketen kavganın külleri arasında yolları yollara sebepleri sonuçlara eklerken "kendine kavuşamayacak olmanın" sızısıyla yorgun düşen nice huzursuza da göz kırpıyor.
Çocuk dediğin tatlı sevimli bir hayvan Süreyya. Eğitilmesi insan gibi yaşamayı öğrenmesi için önce sevilmesi sonra da utanması gerek. Sevgiyi devamlı kılması hak etmesi. Medeniyet utanç üzerine kurulu Süreyya. Derin sarsıcı bir utanç.