Cumhuriyet rejiminin Türkiye devleti ile özdeşleşmesi ile Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki yapılanmaların düzenlemelerin "cumhuriyetin kazanımları" adı altında yüceltilmesi sonraki dönemlerde bunlar üzerinde sağlıklı bir tartışma yapılabilmesi ve değişen koşullara uygun bir dönüşüm geçirebilmesi noktasında sorunlar yaratmıştır. Ulusun "ortak çıkarı" ve devletin varlığının gerekleri devleti öncelemekte ve devlet merkezli bir siyaseti toplum adına öne çıkarmaktaydı. Yani bireysel düzeyde yarar sağlama siyasetinden çok ortak yarara yönelmiş olan cumhuriyetçi siyaset; bireyi toplum ve siyaset kurumları karşısında ikincil konuma indirgemiş ve toplum için yararlı olduğunu düşündüğü düzenlemelere karşı bireyin koşulsuz itaatini talep etmiştir. Bu durumun bir "fazilet" olarak yüceltilmesi ve toplumdan ona uygun hareket etme beklentisi içinde olunması Türk siyasal yaşamında özellikle de demokratik hayatın gelişmesi noktasında başlıca çatışma kaynaklarından birini oluşturmuştur.
Değişik zamanlarda farklı yerlerde yayımlanmış makalelerden oluşan bu kitap; cumhuriyetçi siyaset doğrultusunda Türk siyasal yaşamındaki farklı konuları eksen almaktadır. Her bir çalışma da cumhuriyetçi siyasetin 1930'lu yıllardaki ülkülerinin yüceltilmesinin sonraki dönemlerde yol açtığı siyasal ve toplumsal sorunları analiz etmeye çalışmaktadır.