"Oğlumu kurtar" diyordu kadın kalabalığın arasında bana uzanarak kocaman açtığı gözlerinde sessiz bir çığlık vardı. "Oğlumu kurtar! Oğlumu kurtar!..." diyordu. Hükümet devrimin on beinci yılını kutluyordu çoşkusuz meydanlarda. Ve devrim önderi Molla Celalettin'in Beykoz Sırtlarındaki anıt mezarını ziyaretle başlıyordu bütün resmi devlet törenleri. (...) Kim olursa olalım ve nereden gelirsek gelelim bizler onların aradıkları adamlar değildik. Tamam çağları atlayıp gelmiştik varlık sebebimiz bir mucizeydi ve bizim yaşadıklarımızda elbette ki bir hikmet-i hüda vardı. Ama sonuçta onların anladıkları anlamda birer aziz değildik. Kim olduğumuzu ne olduğumuzu onlar da tam olarak bilmiyorlardı.
Yedi Uyuyanlar düşlemeye ve düşünmeye davet ediyor okurunu. Düşleyerek düşünmek düşünerek düşlemek isteyenler için...