J.G. Ballard'ın yarı-otobiyografik romanı Güneş İmparatorluğu yazarın çocukluğunda bizzat deneyimlediği İkinci Dünya Savaşı'nı ve o yılların Şanghay'ını yine bir çocuğun gözünden anlatıyor.
Uzun süre savaşın dışında kalan Şanghay'daki yabancılar kolonisi Japonya'nın Pearl Harbor saldırısıyla birlikte kendini şiddet döngüsünün ortasında bulur. Gösterişli bir malikânede yaşamaya alışkın küçük Jim savaşın kaosu içinde anne ve babasından ayrı düşer. Önce işgal altındaki Şanghay sokaklarında sonra da kentin dışındaki toplama kampında yaşamını sürdürmeye çalışır. Uçaklara meraklı ve Japon askerlerine hayran olan Jim savaş koşullarında hayatta kalabilecek ve ailesine kavuşabilecek midir?
İlk başta her şeyi bir oyun gibi gören ama giderek masumiyetini kaybeden Jim aracılığıyla Ballard savaşın korkunçluğunu ölümün ve vahşetin sıradanlığını teslimiyet ile yaşama tutunma arasındaki çizgiyi ustalıkla satırlara döküyor.