YABANCI
ŞAHMERAN
Sen cennetin varlığından gurur duy ben cehennemi istiyorum.
Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı konuşmadım. Sessizlik... Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı...
Rengi kan rengiydi.
Rengi kaybın rengiydi.
Rengi bir cinayetin rengiydi.
YABANCI
VEYL
Tanrı şeytanın inini cennete sakladı.
Kahverengi gözleri bana kabuk bağlamış yaraları anımsatan küçük bir kız çocuğu tanıdım. Onu parçaladım mahvettim yok ettim. Onu korudum kurtardım var ettim. Zihnimi durduramadım. Bir rüzgâr esti ve tavandaki lamba uğursuz bir ses çıkararak yavaşça sallandı. Gökyüzümü kara bulutlar kapladı yağmur yağdı. Terk edilmiş bir kasabada geceler kimsesizdi güneş yok oldu ay sabah olunca doğdu. Boş bir arazide bir yel değirmeni döndü döndü döndü...
Sonra sana bir masal anlattım.
Ve seni ölüm uykusuna yatırdım.