O bir "çığır" başlattığına inanıyor ve kendisini hem İslam dünyasına hem de İslam dışı coğrafyalara seslenen "ortak evrensel bir uyarıcı" olarak görüyor. Halkı Kur'an'a çağırdığını söylerken yaptığı şey aslında Kur'an'ı "çağdaş" değer yargılarına "uyarlamak"tan ibaret. Bir tarafta mezhebi tarikati "şirk kurumları" olarak ilan edecek minareye minbere "bid'at" damgası vuracak ve Vehhabiler'i bile mumla aratacak kadar ifrat bir tavır diğer tarafta cehennemin ebedi olmadığını ve oraya giden herkesin bir süre sonra çıkıp cennete gideceğini söyleyecek kadar yumuşak bir üslup. Bu üsluplardan ilkinin Ümmet-i Muhammed'e ikincisinin Gayrimüslimler'e yönelik olduğu düşünüldüğünde Yaşar Nuri Öztürk hakkındaki farklı yargılar konusunda taşlar biraz daha yerine oturuyor. Elinizdeki kitapta onun gündemdeki temel iddiaları hakkında ilmi değerlendirmeler bulacaksınız.