Düşünce tarihimizi tekdüze ve doğrusal bir hat üzerinde seyreden kapalı bir yapı olarak tasavvur etmek yaygın bir eğilimdir. Fakat onu anlamak için başvurulması gereken en temel sosyal olgunun değişim ve dönüşüm olduğu kabul edilmelidir.
İslam düşüncesinin dış ve iç dinamiklerle ivme kazandığı 2-3. hicri asırlar Mutezile açısından önce yükselme sonra gerileme dönemine sahne olmuştur. Bir asra yaklaşan ömründe Câhız'ın yazdıkları siyasilerin topluma yön verme çalışmaları ile toplumsal kesimlerin siyasette kesiştiği noktada bir alimin ayakta kalma mücadelesinin canlı bir tasviridir. İ'câzü'l-Kur'ân tab' teleolojik (nizam) delil ve imamete dair kabul gören ve geliştirilen birçok meseleyi kelami açıdan ele alan Câhız'ın hayatını ve fikirlerini takip etmek Mutezilî hareketin erken Sünnî düşünceyle olan yakınlaşmasını izlemek demektir.
Câhız'ı ve eserlerini süreç odaklı inceleme hedefinde olan bu çalışma İslâm düşüncesi içerisinde Mutezile ve Sünnîlik arasındaki ilişkinin gelişiminin anlaşılmasına da yardımcı olacaktır.