Çağımızın Rus tarihçileri Avrasya sözü ile yalnız kuzey Avrasya'yı kastetmişlerdir. Halbuki Avrasya Avrupa'nın doğu Asya'nın orta ve kuzey kesimlerini kaplayan tarihi ve coğrafi birlik arz eden kendine has yaşayış tarzı ile önem kazanan ve iki kıta arasında adeta üçüncü bir kıta oluşturan çok geniş bir ülkedir. Bu ülkenin güneşi Kvenlün Pamir Hindikuş ve Kafkas dağları ile sınırlıdır.
Kuzeydeki ormanlar bölgesinden güneye ve batıya doğru Mançurya'nın Kingan dağlarından Karpatlara kadar bozkır bölgelerine uzanır. Bu bozkırların kuzey ve güney kısımları daha çok koyu kestane rengindeki toprak şeridi ile kaplıdır. Bozkırın güney sınırında bulunan Hazar denizi ile Aral ve Balkaş göllerinin kuzey kesimleri boyunca uzanan mümbit meralar Altay dağlarında kesilir ancak Altayların doğu eteklerinde yeniden meydana çıkarak Kingan dağlarına kadar 45. kuzey enleminin üstünde devam ederler. Bu şeridin güneyinde uzanan kumlu bozkır yer yer çöllerle son bulur. Bu kumlu bozkır bölgesi Altay dağlarından batıya ve doğuya doğru yayılan daha mümbit bozkır şeritlerini birbirine bağlar. Tien-şan ile Altay dağları arasında Çungarya kapısı adında bir geçit bulunmaktadır. Bu kumlu kapı geçidinin kolay geçilen bir yer sanılmaması gerekir çünkü geçmişin derinliklerine gidildiği oranda onun uluslar ve kültürler arasında ayırıcı bir çizgi olduğu anlaşılır.
Tuzlu bozkır adı verilen güney bölgesi kuzey bölgesinden daha küçüktür yağışı az ve kapalı havza olması nedeniyle toprağı da tuzludur. Bununla beraber bazı bölgeleri verimli topraklarla kaplı olup sulama yolu ile daha mümbit hale getirilebilir. Irmaklar boyunca hayvan yetiştirmeye elverişli otlaklar da vardır. Bu bölgenin tipik hayvanı devedir. Koyu siyah kestane renginde toprağı olan esas bozkır açık bir havza ve daha yağışlı olmasına rağmen sert kıtasal kışın çok soğuk ve kar fırtınalı yazın genellikle kurak bir iklime sahiptir. Yazın ara sıra şiddetli sağanaklar dahi kuraklığı gideremez. Bu bölgenin tipik hayvanı attır. Daha kuzeydeki nehir vadilerinde ve yüksekliklerde ormanlar bulunmaktadır. Türk dillerinde var olan Türklüğün ön tarihi ile ilgisi bakımından önemli ve ayrıca yükseklik ifade eden kelimeler tanıtmaya çalıştığımız bölgeye ait olabilirler. Örnek: Orman (ağaçlıklı yer) O (yükseklik). Orta Türkçede (tağ) kelimesinin Yakutça karşılığı ormandır. Ötede beride ormancıklarla örtülü bozkır bölgeleri yavaş yavaş kuzeydeki büyük orman bölgesine ulaşır. Arazi güneye oranla daha sulak olduğu için büyük bir kısmı tarıma da elverişlidir. Bu otlu şerit Ural ve Altay arasında tahminen 7-800 km. genişliktedir. (1)