Yazar kötülük problemini Tanrı inancından ve kötülük kavramından hareketle ele almaktadır. Problemin çetinliği göz önüne alınınca kötülük problemine yaklaşımda kötülük kavramının göz ardı edilemeyeceği gerçeğini kabul etmek zorundayız. Türk-İslam filozofu İbn Sina ile İngiliz filozof A.N. Whitehead kötülük kavramında bir ayırıma gitmekle problemin daha açık olarak ele alınmasına yardımcı olmuşlardır. Temel felsefi soru şudur: İçinde acıların ve günahın yaşadığı bu dünya gerçeği karşısında kendisi "mutlak iyi" ve "seven bir Tanrı" var olabilir mi? Dünyada var olan kötülük Tanrı inancını terk etmemiz için yeterli değildir. Aksini söylersek kötülüğün varlığı bir kimseyi Tanrı inancına götürmek için yeterli değildir. İçinde yaşadığımız dünyada göz ardı edemeyeceğimiz gerçek şudur: Tanrı-evren ilişkisi açısından baktığımızda bil-fiil dünya kötülüğün meydana gelebildiği ve geldiği bir şekilde düzenlenmiştir. Bu görüş her iki filozofun da ulaştığı sonuçtur.