Konunun günümüz açısından en tartışmalı ve önemli bölümünü teşkil eden Osmanlı Safevi ilişkileri ve bu ilişkinin Alevi ( Kızılbaş ) ve Bektaşileri nasıl etkilediği sorunudur. Eserimizde bu etkileşim ve sonucunda ortaya çıkan olaylar hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bilinen bir gerçek var ki Safeviye Tarikatının ilk kuruluş evresinde Osmanlı Devleti tarafından desteklendiği hatta maddi yardımda dahi bulunduğudur. Fakat Safevilerin siyasi ve askeri amaçlarının ortaya çıkması ile bu gidişat tam aksi yönde gelişme göstermiştir. II. Bayezid'e bir Işık ( Kızılbaş ) tarafından düzenlenen suikast girişimine kadar yolunda giden ilişkiler bu dönemden sonra Safevilerin gerçek emellerinin gün yüzüne çıkmasıyla bozulmaya başlamıştır. Bunun yanında Şah İsmail tarafından Anadolu da yürütülen propaganda faaliyetleri ve bu faaliyetler sonucu Anadolu'da ortaya çıkan sorunlarda göz önünde bulundurulursa Osmanlı Devleti'nin de bu faaliyetlerle ortaya çıkan sorunları ortadan kaldırmaya yönelik bir takım girişimlerde bulunduğu görülecektir. Şii Safevilerin Ehl-i Sünnet'e karşı giriştiği bir mücadeleden zarar gören taraf ise Anadolu Türkmenleri olarak değerlendirilebilir.
Bu ilişki sonrası aslında akıllara takılan en önemli sorunun " Anadolu'da Yavuz Sultan Selim tarafından 40.000 Alevi ( Kızılbaş'ın ) katledilip edilmediği " sorusudur. İşte elinizdeki eserde bu husus hakkında ortaya atılan görüşlere yer verilmiş ve Yavuz Sultan Selim'in Safeviler üzerine yapacağı seferle beraber bu dönemde Anadolu'daki Safevi etkisi göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılmıştır.