İçimizdeki yanılgı bulutlarını dağıtacak olan güçlü ses yalnızca diğer insanlara karşı inancımız çok zayıfladığında ve yalnızca diğer insanların doğru olanı yapacaklarına güvenmekte isteksiz olduğumuzda doğar. İçinde yaşadığımız bu zorlu zamanlarla yüzleşmek ve tüm insanlara umut vermek yalnızca Dalai Lama gibi olağanüstü bir insanın sahip olabileceği bir cesareti gerektirmektedir. İnsanın temelde iyi olduğu yönündeki tartışma yüzyıllardır devam etmektedir. Oysa yaşamlarını şiddet ve namussuzluk ile geçiren insanların sayısı yalnızca diğer insanların iyiliğini isteyen ve ne yazık ki bizim seslerini bir türlü duymadığımız insanların sayısından daha azdır. Dalai Lama'ya göre varoluşumuz çağlar boyunca içimizdeki temel iyiliğe bağlı olmuştur ve çağlar boyunca da bu temel niteliğimize bağlı olacaktır. Dalai Lama bize yalnızca dini dogmaların ve ceza dolu yasaların karşıtı olan sağduyuya ve mantığa dayanmakla kalmayan aynı zamanda amacı her birey için en yüce mutluluğu sunmak olan yeni binyılın ahlaki değerlerini sunmaktadır. Bizlere insanoğlu olarak sandığımızdan daha iyi olduğumuzu ve sevgiyi ve şefkati geliştirmemizi sağlayacak bir toplumun ve yaşamın da başarılabilecek bir şey olduğunu kanıtlamakta. Eğer yeterli sayıda insan kendi temel "özgün saflıklarını" anlayabilirse o zaman tüm dünyada devrime yol açacak olan bir barışı elde etmek mümkün olacaktır.