Gerek Cumhuriyet öncesi gerekse Cumhuriyet sonrası modernleşme sürecinden tutunuz da ideolojik farklılaşmalara varıncaya kadar ortaya çıkan tarihsel oluşumda patrimonyal devşirme güçlerinin etkin rolleri olmuştur. Cumhuriyet sonrası ideolojik alanda ortaya çıkan yarılmalarda -özellikle komünizm alanında- rol oynayan toplumsal aktörlerin hemen hemen tümü bu merkezi yönetimi temsil eden güçlerden kaynaklanmaktadır.
Ünlü İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee "Osmanlı'nın kendi halkını 'kul' etmemek için devşirmeleri 'kul' durumuna getirmesi süreci zamanla giderek tersine dönmüş 'kul' yönetimi ele geçirmiş bu defa halkı 'kul' durumuna düşmüştür" tarzındaki akılcı yorumu günümüzde haklılığını sürdürmektedir. Türk toplumunun kısa süre içinde kültürel yarılmalara gerginliklere itilmiş olmasında bu tarihsel yapılaşmanın derin etkisini gözlemek mümkündür. Bu nedenle Atatürk Büyük Nutku'nda Türkiye Cumhuriyeti'ni Türk Gençliği'ne emanet etmiş ve Türkiye'yi yönetenlerin damarlarındaki kana bakılmasını önermiştir. Bu ifadeler tarihsel süreç içinde ülkeyi yönetenlerin ulusal kimlik taşımalarındaki önemi belirtmektedir.