Anadolu'da siyasi ve sosyal ortam güçlü bir yapı kazandıktan sonra özellikle Horasan Maveraünnehr Harizm Azerbeycan ve Irak bölgesinden göç dalgalarıyla muhtelif tasavvufi cereyanlar bu topraklara gelmeye başlamıştır. Böylece söz konusu akımların temsilcileri olan şeyhler ve dervişler tarikatlarını yayabilecekleri müsait imkanlarla dolu bir çevre bulmuş oluyorlardı. İslam'la yeni tanışmış olan Anadolu coğrafyasında yayılmaya başlayan tarikatlar aynı zamanda temsil ettikleri kültür ve inancı da beraberlerinde getirmişlerdi. Bunlardan Kübrevilik Halvetilik ve Mevlevilik gibi tarikatlarda Sünni anlayış ön planda iken; Vefailik Kalenderilik ve Haydarilik gibi tarikatlarda ise mahalli inanç ve geleneklerin daha baskın olduğu gayr-ı Sünni bir eğilim mevcuttu.