Büyük bir Millet olduğumuzu kanıtlamak için elimizden ne geliyorsa eksiksiz yapıyoruz:
Kurtardığı vatanı parselledik.
Lozan'ı silip Sevr'i tanıdık.
Başarıyı bilmem kimin türbesi başındaki ağaca bağladığı çaputta gören bir gençlik yetiştirdik.
Demokrasiyi tramvaya çevirdik.
İnkârı gerçek gerçeği inkâr ettik.
Mustafa Kemâl'i doğduğuna Atatürk'ü yaşadığına pişman ettik.
Başarısızlığımızın yoksulluğumuzun ezilmişliğimizin nedenini hep O'nun ölümsüz fikirlerinde aradık.
Ne yaptıysa tersini yapmakla uygarlığın en önde gelen ülkesi olacağımız hayaline kapıldık.
O'na hem ihanet ederek hem de her 10 Kasım'da manevi varlığı önünde sap gibi durarak söz de bağlığımızı ifade ediyoruz sandık.
Atatürk'ü ne anladık ne anlatabildik.
Yaptıklarını düşmanları takdir etti bizler inkâr ettik.
Dünyanın dört bir yanında o saygıyla anılırken bizler unutturmaya çalıştık.
Her sorunun çözümünü onu inkâr etmekte aradık.
Dün O'na sahip çıkmadık.
Bu gün inkâr ettik.
Yarın?
Düşünmek dahi istemiyorum.
S. Eriş Ülger