"Beni bu duruma kim itti? Bana yaşamayı kim öğretti? Beni bu kadar güçsüz yaşamaya mecbur bırakanlar kimlerdi? Saçmalığın ortasına attıklarında beni neden itiraz etmedim? Sigara dumanlarından dolayı mı göremedim beni attıkları bu zindanı? Tanrı beni hayata sürmek gibi bir çılgınlığı nasıl yaptı? Yaşamayı beceremediğim bu hayatta bu kadar sürünmek için çaba göstermem neden? Neden kimse tutmadı elimden? Yaşamayı bana neden öğretmediler? Ben insan değil miyim? Ben düşüncelerinde boğulmak için mi konduruldum yer yüzüne? Kimse neden bakmıyor yüzüme? Bütün soğuklukları neden ben alıyorum? İnsanlar neden bu kadar kalabalık? Bu kadar kalabalık insanların olduğu çağda neden ilk ben tükendim? Neden kandırmayı başaramadım? Bana neden yardım etmiyorsunuz? Neden bu korkuluğun içinde tek başıma bırakıyorsunuz beni? Her anım 'ne yapsam acaba bu bulanıklıkta?' diye düşünerek geçirdiğim için çok çabuk yoruldum. Etrafımda bulunan kimseyi beğenemedim. Bazen kendimi bile beğenemiyorum. Düşünce olarak diyorum tabii. Kimsenin yaşantısını eleştirmek haddim değil. Ama hiçbiri bana uygun düşünmüyor. Onlarla nasıl barınayım ben?! Bana hak verin geberiyorum! Düşüncelerimiz birbirine paralel olmak zorunda değil dik olmak zorunda değil. Ama onların düşünceleri yok. Onların kendilerine ait hiçbir şeyleri yok. Her şeyleri prosedürde ne yazıyorsa o. Kalk işe git/okula git eve gel televizyon izle uyu. Ben böyle standartlığa karşıyım! İnsanlar anlamalı! Ben İNSAN değilim artık. Kendimi sizlere insan gibi gösterdim. Size inandırdım bunu. Hatta bazen ben bile inanıyorum bu yalanıma.
Ben duygusuzum.
Ben hissizim. Ben koskoca bir HİÇİM."