Akılcı Cesaret klasik roman yapısını kesinlikle yıkmaya çalışan değil ancak fantastik nitelikleriyle aşkı felsefeyi ve siyaseti işleyen yer yer erotizmin dokusunu lifleyen bir eser...
Hızlı geçişlerin zaman zaman okuyucuyu zorlayabileceğini bilsem de romanı tekrar gözden geçirirken bu durumun esnek bir düşünce yapısına sahip insanlar tarafından doğal karşılanabileceğini hissediyorum.
Romanı salt bir fantastik olay çerçeve etrafında döndürmek yerine düşünceye ve duyguya daha ağırlıklı yer vermeyi sağlayabilmek ana sebeplerimden biriydi.
Var olan sistemi sorgulayan varlığımızı belirleyen eksiğe başkaldıran okuru sevindirebilecek bu eser asla kendi öz düşüncelerimi empoze etmeye yönelik değildir.
Şunu belirtebilirim ki kendi hayatımdan izler taşıyan bu romanda hiçbir karakteri kendimle veya romanımı ithaf ettiğim kadınla "doğrudan" özdeşleştirme çabası gütmedim.
Belirli bir düşüncenin doğruluğunu göstermeye çalışırken karşıtlıklardan yararlandım. Altını çizdiğinizde bu düşünce kesinlikle bu romanın ana fikridir denebilecek bir roman yazmadım. Bunun yerine çeşitli olguların hakikiliğini göstermeye çalıştım. Romanın iki uç ismi Betül ve Devrim... Kendinize hangisi haklı diye bir soru yönelttiğinizde bu romanın hiç başlamadığını ve bitmeyeceğini düşünün. Bu yalnızca küçük bir şifre. Ancak bir haklı varsa o da sınırlanmış hayatına başkaldıran Devrim'dir...