"Yanılmıştın... Zaten hep yanılırdın. O günden bugüne geçen yıllar boyunca tüm arzularımda yanıldın. Ömrüm boyunca sadece bir şeylere inanmak ve bağlanmak istedim dostum. Derinlemesine düşünmeden... Uzun uzadıya değil kestirmeden... Her beğenir gibi olduğu şeye 'süper' diyen beyaz yakalı gibi üstünkörü... Derinliğin caydırıcılığından ötürü... Misal kaçaklık gibi bir vasatı sevmek istedim vasata sarılmak vasatı koklamak istedim. Çabalarımızın ve çabalayanlarımızın imkânsızlığını bildim. Onları beceriksizliklerinden başarısızlıklarından sarmak istedim."
Doksanlı yılların sonu... Yolunu kaybetmiş bir ülke ve birçok benzeri gibi yaşadığı toplumla hesaplaşma çabasında yolunu kaybetmiş bir delikanlı. Çevresindeki herkes her şeyin hızla değiştiğini düşünüyor; oysa yaklaşmakta olan esas değişime kendilerini hazırlamaktan başka bir şey yaptıkları yok.
Seçim otobüslerinin masum duyguları solladığı yollarda kavurucu Akdeniz güneşi altında kaçak bir hayat ne kadar sürdürülebilir ki... İyi bir yol arkadaşı yoksa...
Çelişki son yılların cesur kalemi Barış İnce'den zülfüyâre dokunan bir roman...