Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Türk'ün Aynası okuyucuyu Muhteşem Sultan Süleyman'ın yeni fethettiği mülküne 16. yüzyıl Macaristan'ına zaman yolculuğuna çağırıyor. İki büyük imparatorluğun belirsiz sınır boylarını takvimlerin vergi sistemlerinin lisanların elyazmalarının kutsal metinlerin paraların ve geleneklerin rengârenk panayırını dizginlenemeyen bir Türk yeniyetmenin gözünden görüyoruz; krallarla imparatorlarla büyük sultanlarla Macar efendileriyle Osmanlı beyleriyle tüccarlarla vatandaşlarla köy muhtarlarıyla hatta bazen
meleklerle ve cinlerle tuhaf uçan aletlerle de karşılaşıyoruz.
Binbir Gece masal dünyasının Pécs şehrini fethedişini izliyoruz; sokaklarda develer görülmeye başlıyor bahçelerde kayısı ve incir; ormanlarda eşkıya; ilk cami ve ilk Türk hamamı inşa oluyor. Bu roman gidesi gelenlere hitap ediyor; aşkı ve savaşı sadakati ve ihaneti macerayı ve seyahati tehlikeyi ve sığınmayı gözyaşlarını ve balı isteyenlere hitap ediyor. Dünyanın beş yüz yılı nasıldı
bunu öğrenmek isteyenlere ve o zamanlar hayat ne daha iyi ne daha kötü sadece başkaydı fikrini sevenlere...