Nâzım-ı nizam-ı devlet Sultan Selim-i Evvel" toprağa verildi... Ve yeni padişahın ilk iradesi çıktı: "Cennetmekân peder-i azizimizin üzerine bir türbe yanıbaşına bir cami yapıla. Türbesinde gece vü gündüz Kur'an kıraat oluna.
Fukaraya sadaka dağıtıla..." Gergindi. Babası tarafından kirişe yerleştirilmiş bir ok gibi hissediyordu kendisini. Vasiyeti kulaklarında çınlıyordu. Nereye baksa onu görüyor Garbı işaretleyen şahadet parmağından gözlerini alamıyordu.
Henüz 26 yaşındaydı ve dolu dolu idealdi. Padişahlığının hakkını verecek bazılarının içinde burkulan kısmen haklı tereddütleri bir çırpıda silecekti. Ama önce adaletini göstermeliydi. Katıldığı ilk divan toplantısında ak sakallı güngörmüş yılları sınır boylarında kılıç sallamakla geçmiş tecrübeli vezirleri görünce koyu ve keskin bakışları bulutlandı. Kavisli burnunun üstündeki geniş alnı kırıştı. Uzun bıyıklarının altında derin bir sırra gömülmüş gibi duran ince dudakları hafifçe büzüldü. Eski tarihçilerin ifadesine göre isli gibi görünen yüzünde bir endişe dolandı. Bu tecrübe karşısındaki tecrübesizliğin endişesiydi. Fakat kendisini çabucak toparladı. Yeni duruma kolayca intibak etti. Divanın eşiğini aştığı an kaderinin yoluna girdiğini alın yazısını hiç kimsenin değiştiremeyeceğini düşündü...