Hayatın monotonluğundan sıkılanlar parmak kaldırsın! Peki başka bir ülkeye yerleşmek isteyecek kadar sıkılanlar?
Merak etmeyin yalnız değilsiniz. Melda da sizden biri. Bu kitap onun kaçış hikayesi. İşi gücü bırakıp Paris'teki yeni hayatına tutunma mücadelesi.
Kitabı okurken Paris sokaklarında dolaşacak kaldırımların üzerindeki küçücük masalarda kahvenizi yudumlayacak fırından yeni çıkmış kruvasanın kokusunu içinize çekeceksiniz. Şöminenin karşısında birlikte attığınız kahkahalar çınlatacak o yüz yıllık duvarları. Bir gün Lüksemburg Bahçesi'nde gelen geçeni seyrederken bulacaksınız kendinizi. Fino köpeğini gezdiren yaşlı bir teyzenin parfüm kokusuyla özdeşleştireceksiniz Paris'i. Sonra birden aşkın kokusunu hissedeceksiniz. Bu büyülü şehirde aşkın kokusu her yana sinmişken Melda'nın aşka düşmesi ve bu kokuda kaybolması kaçınılmaz elbette. Genç akıllı ve güzel bir kadına eşlik ederken onun sevinmesine üzülmesine aşık olmasına ve bir ömür boyu hatırlayacağı anılar biriktirmesine tanık olacaksınız.
"Ne olur beni sev!" diyor Melda Paris'i görünce. Kitabı okuyunca sevip sevmediğine siz karar vereceksiniz.